12 Ekim 2024 Cumartesi

Biz şerefsiz değiliz, şike yapmadık

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu toplantısı gerçekleştirildi. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’ndeki toplantıya Futbolda Şike Davası’nda tutukluluk sürecinin ardından 2 Temmuz’da tahliyesine karar verilen Başkan Aziz Yıldırım da katıldı.

Elinde dosyalarla toplantının yapılacağı salona giren Aziz Yıldırım’ı, divan kurulu üyeleri ayağa kalkarak alkışladı. Yıldırım, alkışlar arasında yönetim kurulu masasına oturdu. Salona girerken eski yönetim kurulu üyesi Nihat Özdemir de Yıldırım’a eşlik ederken, bir dönem önceki yönetimden Murat Özaydınlı da toplantıda yer aldı.

İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda açılışı yapan yüksek divan kurulu başkanı Yüksel Günay, ”2011 Temmuz’du, şimdi 2012 Temmuz ve başkanımız izinden döndü. Ben konuşmayacağım. Şimdi sözü Fenerbahçe Başkanı’na, onurlu, haysiyetli insanına vereceğim” diyerek sözü Aziz Yıldırım’a bıraktı. Toplantıda, Yıldırım başkanlığındaki yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu.

İşte Aziz Yıldırım’ın konuşması:

“CUMHURİYET YIKILMADAN YIKILMAYACAĞIZ”
“Bütün Fenerbahçelileri selamlıyorum. Süreçle ilgili çalışma yaptım. Bu süreci yazılı olarak açıklayacağım. Ayrıca kendi duygularımı da anlatacağım. Neler olduğunu, neler olacağını anlatacağım. Hissettiklerimin tarifi imkansızdır. Bu konuşmayı cezaevindeki arkadaşlarım için de yapacağım. (Burada gözleri doldu) Zulüm gördük ama yalnızlık yaşamadık. Hep birlikteydik. Bu camianın başkanı ve evladı olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Bizler gerçekleri ortaya çıkarmalıyız ki ‘Fenerbahçe, Türkiye’dir’ sözü akıllardan çıkmasın. Cumhuriyet yıkılmadan yıkılmayacağız. Son sözümüz alınmadan kalemimizin kırılamayacağını anlamayanlara selam olsun”

“BEN ONLARA KISACA ‘AHLAKSIZ’ DİYORUM”
“Bize düzenlenen operasyonun başlangıcı 3 Temmuz değildir. 3 Temmuz bir tarih değil zihniyettir. Denizli’de, Ali Sami Yen’de çok önce başlatılan 3 Temmuz zihniyeti hayata geçirilmiştir. Aslında hedeflenen amacın çıkış noktası şike değildir. 3 Temmuz’un amacı Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım üzerinden Türk sporunu ele geçirmektir. 3 Temmuz zihniyeti örgütlü bir zihniyettir. Bu süreçte bize en acı veren, en ağrımıza giden; arkadaşımız, dostumuz olarak yanımızda yer alan, bizleri açılışlara davet eden, birlikte Fenerbahçe maçlarını seyrettiğimiz bu kişilerin, hem de bu insani ilişkilerimiz sırasında bizleri dinliyor ve takip ediyor olmalarıdır. Ve daha da ötesi bu kişilerin bizlere şikeden ve ahlaktan bahsedebilmeleridir. Ben bunlara kısaca ahlaksız diyorum.”

“BENİM MEZARIM BELLİ, BU YAZAN ŞEREFSİZLER NEREYE KAÇACAK”
“Mahmut Özgener ile yaptığım görüşmeleri şike görüşmesi diye gösterdiler. Beni değersizleştirmek için yasa tasarlandı. Operasyonun sadece Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’a yönelik olduğu çok açıktır. Bize adaletten bahsedenler önce kendilerinden bahsetsinler. Gizliliği delenler için hiçbir soruşturma açılmadı. Benim kaçacağımı söylüyorlardı. Benim mezarım belli. Ama bunları yazan şerefsizler nereye kaçacak! ‘Bucaspor maçında şike var’ dediler ama iddianamede bile yer almadı.”

“ASIL AMAÇ AZİZ YILDIRIM’I TASFİYE ETMEKTİR”
Fenerbahçe’nin şampiyon olmasından sonra süreç başlatılmıştır. Savcı Mehmet Berk’in ‘Şampiyon olmasaydınız davayı açmayacaktım’ demesi her şeyin özetidir. Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Yaşadığımız bu süreci 3 Temmuz’dan ibaret olarak görmek tarihi yanılgıdır. Herkesin bilmesi gereklidir ki; 3 Temmuz zihniyetinin ve operasyonunun amacı, Fenerbahçe Kulübü üzerinden Türk sporunu ele geçirmek ve kendilerince bunun önündeki tek engel olarak gördükleri Aziz Yıldırım’ı tasfiye ederek, kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaktır. Aslında hedeflenen amacın çıkış noktası şike değildir. Amaç; bizleri Ergenekon, Balyoz ya da herhangi bir silahlı suç örgütüne monte ederek, toplum ve kamuoyu vicdanında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti’ne karşı bir hareketin içinde gösterme çabasından ibarettir’. Bu zihniyetin bazı aktörleri hala görevlerinin başındadırlar.”

Fenerbahçe düşmanlığına hayatlarını adayanların Türk futboluna verdikleri zarar, Fenerbahçe’ye verdikleri zarardan daha fazladır. Bilinsin ki; sabrımız sınırlı değildir. Ben ve Fenerbahçe bu yapılanları asla unutmayacağız. Savcı Mehmet Berk, olayların buralara geleceğini tahmin etmediğini itiraf etti. Topluma delikanlılık dersleri verenler neden ben içerideyken başka, dışarıdayken başka konuşuyor. Son günlerde ağız değiştirdiler. Doktor Ahmet Çakar ‘Aziz Yıldırım her şeyi biliyor; Türk sporuna ağabeylik yapsın’ diyerek milli maçta şike yapıldığını söylemiştir. Bu, bir ihbardır. Ahmet Çakar’ın bu açıklamaları için suç duyurusunda bulunacağım. Soruşturmalara Savcı Berk’in katılmasını istedik ama reddettiler. İlhan Helvacı ve Lutfi Arıboğan’a soru sormak istedik reddettiler. Hatta kaçırdılar. Soruşturmanın genişletilmesi talebimizi reddettiler. ‘Mali yapımızı inceleyin’ dedik reddettiler. Sivas’a eski bir futbolcu 1 milyon dolar teşvik primi getirmiş. Bolulu imama Trabzonspor 300 bin TL vermis. Biz Sivas’ta mağlup olalım diye. Biz bu işleri bedava yaptırıyoruz! Fenerbahçe’nin bütün hesapları temize çıkmışken, kasasında 1 milyon dolar açık olan kulüp nasıl apar topar beraat etti; onu sorduk. Eski bir Sivassporlu oyuncu var; adını söylemeyeyim. Çocuğa yazık olur. Trabzonsporlulardan bu çocuğa para gelmiş; çocuk anlatıyor. Bize dediler ki ‘Bu soruşturmayla siz fazla uğraşmayın. Nasıl olsa sizi temize çıkarmayacağız’ Hıncal Uluç’un 1976’da Göztepe-Galatasaray maçıyla ilgili yazdığı bir yazı var. Onu okuyayım da şikenin nereden başladığını herkes görsün. (Yazıyı okudu) Büyük kulüpler kadar küçük kulüpleri de korumak lazım. Havuzun birliğini zamanında ben sağladım. Aziz Yıldırım nefes aldığı sürece kirli eller Fenerbahçe’ye uzanamayacak. Hesap verecekler ve sonuçlarına katlanacaklar. Havuz sistemi en kısa sürede Fenerbahçe tarafından sorgulanacak ve gereği yapılacaktır. Bu oyun artık bitmelidir. 1 yıldır bizleri kendilerinden saymayanlar diyorlar ki ‘Siz şikecisiniz ama havuzda kalın’ Öyle bir şey yok, öyle bir şey yok! Trabzon ve Galatasaray bizimle ilgili bel altından vurma operasyonları yaptılar. TFF’de çalışıp sonra Galatasaray’da çalışmaya başlayanlar, Fenerbahçe aleyhinde çalışmışlardır. Biz şerefsiz değiliz; şike yapmadık. Bu çok açık. İbrahim Akın’a 100 bin dolar mı, Euro mu, TL mi verdim daha buna karar veremediler. Gelelim Denizli meselesine… Galatasaray 1.5 milyon Euro’yu Song’a verdiğini iddia ediyor. Ama evrak yok. Denizlispor amigosu Ali Demirkaya teşvik primi geldiğini bana ihbar etti. Fenerbahçe temizlenene kadar, havuzda olmamasını sağlayacağız. Bu aslında diğer kulüpleri de koruma anlamına gelir. Biz yanlış yaptıysak, onlar da bu yanlışın içinde olmasın. Yargıtay bizi aklarsa havuza devam ederiz. Ama ceza alırsak ikinci madde devreye girer. Kişiler ve kurumlar ayrılamaz. Biz 58. maddenin değişmesine karşı çıktık. Saha içinde saha dışında olmuş diye bir saçmalık olamaz. Ben şike yapmışsam Fenerbahçe için yaptım. Kendim için yapmadım. O zaman kısa süre içinde kongreyi toplayacağım. Sizin vereceğiniz karara göre de hareket edeceğiz. Bu kulübü siyasete hiç sokmadım. Bundan sonra da olmayacak. Görseniz de duysanız da inanmayın. Polis herkese eşit davranmalı. Çabuk pes edeceğimizi zannettiler ama gördüler. İlhan Cavcav, Recep Mamur ve Kenan Yaralı’ya burada teşekkür ediyorum. Ben bu camianın bir evladıyım. Başkanlığım bitince de buradayım. Fenerbahçe, Kuvay-i Milliye’dir; bir ruhtur. Bizden başka bir camia bunun altından kalkamazdı. Bizi tarih yargılayacak; başkası yargılayamaz. Bugün başlangıç yapıyoruz; daha çok konuşacağız. Trabzonspor’un yerinde olsaydım Fenerbahçe’nin yanında dururdum. Bu süreci iyi geçirdik. Çünkü biz haklıyız. Yeni bir şey bulmazlarsa artık rahatım. Fenerbahçe’nin 1 milyar doları olunca bırakacağım.”

BANKO İDDAA TAHMİNLERİ